Varmak
Odamdayım. Hava kararmak üzere. Perde hafif aralık, camdan gökyüzünü görüyorum. Çiçeğimde gökyüzüne bakıyor.
Çünkü ondan alıyor hayata tutunduğu ışığı... Peki biz günde kaç kere kaldırıp kafamızı bakıyoruz gökyüzüne? Kaç kere ışığından gözlerimiz kamaşıyor da derin bir nefes alıyoruz içimize? Hep bir telaş içerisinde, neden durupta bir soluklanmıyoruz? Neden hayatımızı sindire sindire yaşamıyoruz?
"E çünkü çağın gerektirdiği böyle"
İnsanlar çağlar boyu hep bir amaç içerisinde koşuşturup duruyor. Kimi daha yeni ağarmakta olan gökyüzünü bile farketmeden evlerini terkedip işe gidiyor, kimi okula... Hep bir yere varmak gayesindeyiz. "Varmak" ne rahatlatıcı bir kelime. Amaca ulaşmak, erişilmek istenen yere ayak basmak.
Varmaya çalışırken kaçırdıklarımızı düşünürüm hep. Mesela kaç kişi telaşsız varmaya çalışıyordur ulaşmak istediğine? Varmaya çalışırken bakıyor mudur denize, gökyüzüne, kuşlara, ağaçlara, kedilere, köpeklere?
İnsanlar varmaya çalışırken birbirlerinin yüzlerine bile bakmıyor bugünlerde...
Var olmanın dayanılmaz hafifliği yerini varmanın dayanılmaz ağırlığına bırakıyor.
Var olarak varmak varken yok olarak varıyoruz. Peki var oluyor muyuz?
Yorumlar
Yorum Gönder